Recap #15
Bu haftaki newsletter her zamanki akışında değil ve gündem başka olduğundan dolayı kısa kesiyorum. Ama #Beyoncé, #ChloëSevigny, #WMag, #KateMoss ve #iconsonly
Bu hafta en çok;
dinledim. Bu şarkının en çok sevdiğim yanı bir İtalyan efsanesiyle Gen Z rising starının düeti olması. Videosu da ayrı güzel. Tam bir Saint Laurent erkek koleksiyonları vibeında. If you know what I mean. Ayrıca Mina’nın adını görmek bir kez daha Gisele’in Mina’ya dönüştüğü Vogue Italia kapağını hatırlattı. Dergilerde daha çok bu enerjiden please. (Her şartlarda konu dergilere geliyor gördüğünüz gibi.)
Bu haftaki newsletter koca bir BU HAFTA BENİ MUTLU EDENLER şeklinde ilerliyor. Bakalım Top 10’de neler olmuş. Popüler kültürü meşgul eden elzem meseleler…
10 - CHANEL LOS ANGELES’TA
Bazılarınız için newsletter’ı okumak tam bir zulüm bunun farkındayım. Ve bu yüzden benden video content isteyenler de var. Ve bu Chanel defilesi hakkında bahsetmek isterken, tam da video içeriğin zamanı diye düşündüm. Ama neyse;
Chanel, Resort 24 koleksiyonunu sunmak üzere Los Angeles’taydı. Defilenin en güzel yanı yine konukları, (benim bu ünlü sevdam!!) afişi ve lokasyonuydu. Koleksiyon yine mehhh, pembe looklar Margot Robbie’nin Barbie turnesi için tasarlanmış gibiydi. O yüzden şimdiden yas sürecimiz başladı.
Defile, Paramount Stüdyoları’nda gerçekleşti. Haliyle grevde olan yazarlar da kapının önünde “Önce onlar yazarlarına düzgün maaş versinler” diyerek protestolarını yapmış. Tam bir eat the rich moment. ME LIKEY!! Koleksiyona minik bir özet geçmem gerekirse. I KNOW THAT’S RIGHT diye söylenen Valley Girl aksanlı kızlar 90’larda Santa Monica’da nasıl giyerlerdi? İşte şimdi bu fikri Sofia Coppola filme çeksin!
Bu haftanın teması 90’lardı. Diesel, Resort 24 koleksiyonunu dönemin pop yıldızlarının stillerini sanki metaverse’te çizilmiş gibi duran modellerin üstünde sundu. Diesel’in dünyası koca bir 90’lar ve 00’ler zaten.
9 - CH0 GI-SEOK
Her hafta sevdiğim bir başka fotoğrafçıya odaklanıyormuşum gibi oluyorum ama Jamie H, Leslie Zhang sonrasında favorilerimde next in line Güney Koreli fotoğrafçı Cho Gi-Seok. Çin ve Koreli fotoğrafçıları çok fazla sevmemin nedeni biraz konuya eski usül yaklaşmaları. Steven Meisel’in hikayelerini taklit etmiyorlar, bazı diğer masterlara öykünmüyorlar, adeta yeni Steven Meisel!! oluyorlar. Benzersiz bir tarzları var kısacası. Yaklaşımları, kadrajları, anlattıkları tamamıyla farklı ve kendilerine has. Onların karelerine bakmak sanki 60’lardan, 70’lerden fotoğrafçıların işlerini yeniden keşfetmek gibi. Bu Workers başlıklı serinin nerede yayınlandığı konusunda bir fikrim yok, ama bu hafta gördüğüm en iyi editöryal çalışma sanırım. (PS. 2010larda popüler olmaya başlayan bütün fotoğrafçılar ya Jamie Hawkesworth ya da Steven Meisel 2.0 çünkü.)
8 - RANDOM ACCESS MEMORIES
İnternette bir yerden sonra kabak tadı vermeye başlayan şeylerin başında “X’in bu sene 22. yılı olduğunu biliyor muydunuZ?” ya da “Y tam 12 sene önce bugün yayınlandı” başlıklı paylaşımlar geliyor. 2013 yazına dair birkaç şey çok özel ve tüm zamanların en sevdiğim iki albümü de o yıla ait. Magna Carta Holy Grail ve Random Access Memories… Az evvelki linke tıkladığınızda RAM’in 10. yılı şerefine yayınlanan yeni kaydı göreceksiniz. 9 yeni parça ve kayıt sürecinden bazı samimi anlar bu yeni edisyonda gizli. Dün albümü dinlerken elbette yeniden 2013’e ışınlandım ve Daft Punk inspired moda çekimlerinin de girdabına düştüm.
7 - DERGİ GÜNDEMİ
Her zaman olduğu gibi tek gerçek tutkumun dünyasında bu hafta neler olmuş bakalım…
British Vogue Mayıs 2023 sayısı Braille alfabesiyle de basıldı.
Haftanın en çok sevdiğim kapağı Vogue Korea’ya ait. BTS üyelerinden, aynı zamanda Bottega Veneta elçilerinden RM’i Korea Furniture Museum’da çekmişler. RM (ya da Nam-joon) bir sanat koleksiyoneri ve fuarları kaçırmıyor. O yüzden background’un bir müze oluşu hoşuma gitti.
Léa Seydoux ve Adèle Exarchopoulos 10 yıl aradan sonra Madame Figaro kapağında yeniden beraberler. Dergi elbette 16 Mayıs’ta başlayacak Cannes Film Festivali odaklı. Odağında Cannes’ın olduğu bir sayı da M’den geldi. Chiara Mastroianni ve Melvil Poupaud bir arada. Chiara aynı zamanda bu yıl festivalin açılış ve kapanış törenlerinin de sunucusu.
6 - PETER DO, HELMUT LANG
Phoebe Philo okulundan mezun, daima maskelerin arkasına saklanan Peter Do, Helmut Lang’ın yeni tasarımcısı olarak atandı. Moda dünyasında en son ne zaman bu kadar doğru bir karar verilmişti hatırlamıyorum. Yeni ve yükselmekte olan tasarımcılar arasında da en favorim. Peter, minimalizmi daha akışkan ve romantik yorumluyor. Helmut ise daha hardcore ve brutal. Kimilerinin Peter’ın bu yük için yeteri kadar pişmediğini düşünmesi de garip. Beni korkutan tek yanı ise Helmut’a odaklanmaktan kendi markasını boşlar mı düşüncesi. Günün sonunda elbette yine onun işlerini göreceğiz ama olsun…
5 - LITTLE MERMAID VS ELLE FANNING
Cannes’da bol bol güzellikleri konuşacağız ama bu hafta Little Mermaid’in ilk kırmızı halısı ve dün geri dönen The Great’in press junketleri vardı. Halle Bailey de Elle Fanning de tam bir bebek! Taylor Russell Loewe, Kit Connor Bafta x Vogue partisinde.
4 - KATE MOSS
Haftanın esas iki dergicilik olayından ayrıca bahsetmek istedim. Kate Moss, How To Spend It’ın guest editor’ı oldu! Bu mevzu Türkiye’de pek işlemese ve yapılmasa da sektörde benim en sevdiğim şey. Vogue Paris ilk günden bu yana Aralık/Ocak sayısının konseptini bunun üstüne kuruyordu mesela. Moss, hazırladığı bu sayıda en sevdiği her şeyi ve herkesi bir araya getirmiş. (TIPKI BU NEWSLETTER’IN YAPTIĞI GİBİ, lol!)
Kapağı, aristokrat erkek arkadaşı ve fotoğrafçı Kont Nikolai von Bismarck’ın yine fotoğrafçı olan kardeşi Sascha von Bismarck çekmiş. Styling de bizzat Moss imzalı. Çekim mekanı da Cotswolds’daki evi. It’s giving pandemic era cover stories…
3 - W MAGAZINE
W Magazine’in bu seferki teması “POP”. Bugünlerde popüler kültürün odağında olan en önemli mevzulardan biri de Lily-Rose Depp ve The Weeknd’in dizisi THE IDOL.
Gerçi yine biraz it’s giving pandemic era cover stories. İkisi aynı stüdyoya gelememişler de tekno bir çözüm bulmuşlar gibi duruyor. Yine de konsept ve styling çok hoşuma gitti. Bu arada dizinin ilk kapağı elbette W değil, geçtiğimiz yılın sonunda Lily-Rose ve dizinin çekimleri ve kurgusu yeniden yapılmadan önce çok daha fazla rolü olan Jennie (Blackpink’in it girl’ü) ELLE USA Aralık/Ocak kapağındaydı…W’ya dönecek olursak… Röportajında The Weeknd sahne adını bırakacağından ve dizinin hakkında çıkan kötü dedikodulardan da bahsediyor.
Tesfaye’s identity crisis was about more than juggling two characters in one night. “I’m going through a cathartic path right now,” he said. “It’s getting to a place and a time where I’m getting ready to close the Weeknd chapter. I’ll still make music, maybe as Abel, maybe as The Weeknd. But I still want to kill The Weeknd. And I will. Eventually. I’m definitely trying to shed that skin and be reborn.”
+
“I knew there would be many lovely ladies who are more musical than me, but I thought, I’ll give it a go.” Depp borrowed a tight pink satin skirt and a purple tank top from her mother, Vanessa Paradis, the famous French singer, model, and actor. (Her father, as fans certainly know, is Johnny Depp.) “I wanted to wear pop-star colors,” Depp explained. “And I wanted to channel a certain L.A. feeling. I grew up in L.A., and I’m an L.A. girl, and so is Jocelyn. I wanted to capture the style mix of mischief and shine.”
Ama W Magazine’in yeni sayısı hakkında bahsetmek istediğim tek konu bu değil. Bir zamanlar sadece Prada’nın küçük kız kardeşi olarak anılan Miu Miu bu yıl 30. yaşını kutluyor.
Özellikle son 5 senede çok daha fazla konuşulmaya başlanan ve kimilerine göre Prada’dan daha da iyi olan markanın arşivine dalmışlar Kendall ile ve Miuccia’nın favori look’larının üstünden geçmişler. Miuccia şöyle anlatıyor:
“But probably what I want in my life to attack most is the idea of beauty and sexiness. That is my obsession.” Looking back, she also notices that the lines between Prada and Miu Miu have blurred—“because the more they told me that I should differentiate, the more I enjoyed doing in Prada what I should have done in Miu Miu, and vice versa,” Prada says, and grins. “I like to mix up my ideas.”
2 - CHLOë SEVIGNY
Bu hafta Instagram’ı her açışınızda karşınıza Chloë Sevigny çıkmış olabilir. Çıkmadıysa da tebrik ederim, sizin normal bir akışınız var. Peki neden?
14 Mayıs’ı hepimiz farklı sebeplerden bekliyoruz. Manhattan sakinleri ise Chloë partisi için uykusuz kalıyormuş meğer. Açık bir garage sale ve 90’lardan günümüze yenilmez bir IT-GIRL’ün dolabına dalmak, vintage parçalara el sürmek kabul edin heyecanlı olabilirdi. Üstelilk bu güne iki dergicilik efsanesi editör de katılıyor. Lynn Yaeger ve Sally Singer.
1 - BEYONCE
İnternetin, netizenlerin, kolektif olarak aynı mevzuyu konuşmasına, aynı şeyi izlemesine bayılıyorum. Bu hafta tek yürek olduk (bugünün gelmesini beklemek dışında) Beyoncé konuştuk. Tıpkı Rachel Tashjian’ın Opulent Tips newsletter’ında olduğu gibi JUST A TINY CRUMB SIR diyerek üç saat süren konserin videolarını birleştirmeye çalıştım. (Newsletter benzetmesi şuradan kaynaklanıyor. Opulent Tips, invitation only olduğundan dolayı içeriğini göremiyoruz, ama neyse ki Insta Story denen bir şey var. Herkes ne paylaşıyorsa puzzle gibi içeriği birleştirmeye çalışıyoruz.) Elbette ki izlediğim üç, beş video sonucunda bir yargıda bulunmayacağım, ama SciFi- sex- disco temalı sahnesinde öncekilerde olduğu kadar Beyoncé’nin delicesine dans etmediği yazılıp çizildi. (Provalar sırasında sakatlanmış, ama internetin yalancısıyım!) Şovdaki en görkemli şeylerin başında sahne kıyafetleri geliyor. Vogue USA hem Queen B’nin sahne kostümlerini, hem de podyum hallerini yan yana getirmiş. Bu hafta muhakkak okumanız gerekenlerden.
(Bu bülteni dün hazır etmiştim. Hatta neredeyse dün “gönder” tuşuna basacaktım. Sonra vaz geçtim.) Bence herkes her şeyi yazmamlı ve bir konuda tutkulu olan bir insanın dili de anında değişiyor. Hunter Harris’i hep severim ama Vulture’daki konser review yazısı bence masterclass. OKULLARDA OKUTULSUN.
BUGÜN VAKTİN HIZLA GEÇMESİNİ İSTİYORSANIZ YAPABİLECEĞİNİZ BAZI BOŞ BELEŞ ŞEYLER
YouTube’un başına geçip Eurovision’u (tekrar yayınlarını) seyredebilirsiniz…
Black Night, Mad Max esintili bir K-drama! Netflix yapımı. Ben ilk bölümüne göz attım. Dizide; muhakkak izlemeniz gereken filmlerin başında gelen Microhabitat’ın (Mubi’deydi bir aralar) oyuncusu Esom da var.
BAFTA TV ödülleri bugün dağıtılıyor.
Air Mair Weekly, Tom Ford röportajıyla internette güzel sükse yaptı. İçerik tabii ki paywall arkasında, ama üye olunca, aylık bedava okuma hakkınız da var… Soruları soran kişi, yine eski bir yayıncı Bridget Foley… Sanırım bunun verdiği bir güzellik var, sohbet o kadar sahici akıyor ki, ve belli ki çok güzel editlenmiş… +++ (Oğluna bir de 69’u öğretmiş...)
B.F.: Not retired. You plan to make movies, right?
T.F.: Yes. But what I need to do now is take a nap. My father died during COVID, and Richard [Buckley, Ford’s husband and partner of 35 years] died. My very first boyfriend, Ian Falconer, died about three weeks ago. I sold my company. We moved. I need a few months to digest everything that has happened and then start writing.
Japonya’dan ev alma hayali kuruyorsanız bu yazı tam size göre…
Jacquemus, Como Gölü’nde. Paris’te otobüslerle yaptığını bu kez teknelerle yapıyor. Prada ise Tokyo’da. Bugün günlerden armchair travel.
GELECEK HAFTA PRE-DUMP
Offf dün akşamki Loreen’in Eurovision’daki hakli galibiyeti hafta boyunca bana Tattoo dinlettirecek. Esasında birkaç favorim vardı ve bunlardan biri de Finlandiya’ydı ama sırf seneye İSVEÇ’İN OLAĞANÜSTÜ BİR SAHNE VE ŞOV ORTAYA KOYACAĞI GARANTİ OLDUĞUNDAN onların kazanmasını istiyordum. Ve umarım dileğim gerçekleşir ve PETRA MEDE sunar yine.
Yıldız Moran’ın sergisi ADAS’da açıldı. Gölgenin Nezaketi 1 Haziran’a kadar devam ediyor. Serginin isminin güzelliği……
Louis Vuitton’dan sonra Seul’de cruise/resort koleksiyonunu sunacak bir diğer marka ise Gucci. 16’sında gerçekleşecek defile aynı zamanda markanın ülkedeki 25. yılını da kutluyor. Şimdilik, dünyanın en güzel şarkılarından biri olan “I’ll Try Anything Once”ı yeniden dinlemek istiyorsanız da Gucci Summer Stories’i izlemeye davet ediyorum sizi.
Patricia Arquette ve Matt Dillon yeni Apple TV+ dizisi High Desert’ta buluşuyor. 17 Mayıs’ta…
Yeni Sufjan Stevens albümü Reflections 19 Mayıs’ta geliyor.
16’sından itibaren Cannes kampındayım!
HAFTANIN FOTOĞRAFI
Amerika’daki Asya-Pasifik komünitelerini bir araya getiren, onları celebrate eden ve ödüllerinden Gold Gala’nın konuklarından biri de bizim afacan Alan S. Kim’di. 30 fotoğraflık albümle bu geceyi taçlandırdı.
Teşekkürler! Haftaya görüşmek üzere!